Merkez Teşkilatındaki
Değişmeler
XVI. yüzyılda Osmanlı
Devleti'nde padiah otoritesi ve merkezi yönetim
zayıflamıştı.
Hükümet otoritesinin
zayıflamasından faydalanan bazı kimseler, tımar ve zeametleri kendi
tasarruflarına geçirip, sipahileri dirliksiz bıraktığı için sipahi ordusunun
önemi kaybolmuştu.
Avrupa'da silah teknolojisinin
gelişmesi üzerine, tımarlı sipahiler, savaşlarda yetersiz kaldı, bu nedenle
tüfekli kapıkulu askerlerinin sayısı artırıldı.
Tımarlı sipahiler ikinci
dereceye düştü.
XVII. ve XVIII. yüzyılda
Osmanlı Devleti'nde tımar sistemi çöktü.
Kapıkulu askerlerinin sayısının
artması üzerine devlet bu askerlere ulufe yetiştirmekte zorlandı. Sayısı giderek
artan Kapıkulu askerleri devlete hükmeder hale geldi.
Yönetimde padişah otoritesi
azaldığı için sadrazamlar güçlendi.
XVIII. yüzyıldan itibaren
Divan, Bab-ı Ali (Sadrazam Kapısı) denilen yerde toplanmaya
başladı.
Taşra Teşkilatındaki
Değişmeler
XVII. ve XVIII. yüzyılda taşra
teşkilatında uygulamada bir takım değişiklikler yaşandı.
Tımar sisteminin bozulması ile
taşra teşkilatı önemini kaybetti.
Eyaletler ve sancaklarda,
arpalık usulü denilen bir yolla yüksek dereceli memurlar görevlendirilmeye
başlandı.
Eşraf ve Ayanlar taşra
teşkilatı yönetiminde söz sahibi olmaya başladılar.
Devletin önemli gelir kaynağı
olan tımar sisteminin önemini yitirmesi üzerine, yeni yeni vergi türleri
uygulamaya konulmuş, eski vergiler artırılmıştı.
Toplumdaki Değişmeler
XVI. yüzyılda dünyada yaşanan
nüfus artışı Osmanlı Devleti'nde de görüldü.
1554'ten itibaren dirlikler,
Kapıkulu Askerleri'nin eline geçmeye başladı.
Böylece; bir takım köy
zenginleri ortaya çıktı.
Coğrafi Keşifler ile Avrupa'da
değerli maden birikimi oldu. Avrupa parasının Osmanlı pazarlarına sürülmesi ile
yıpranmış olan Osmanlı ekonomisi iyice sarsıldı.
XVI. ve XVII. yüzyıllarda
Osmanlı Devleti'nde fiyat artışları görüldü.
Anadolu'da yer yer büyük Celali
İsyanları başladı.
Yönetim Kadrosundaki
Değişmeler
Kalemiyye sınıfı diğer askeri
zümrelerin önüne geçti.
ReisülKütaplık sadrazamlığa
giden yol haline geldi.
XVIII. yüzyılda Osmanlı devlet
adamları, devleti çağa uydurmak amacıyla yani reform yapmak amacıyla yabancı
uzmanlardan yararlanmaya başladı.
XVIII. yüzyıl ile birlikte
Osmanlı Devlet yöneticileri devşirme sistemi ile iş başına gelmemeye
başladı.
Ayan ve eşraf, Celali
isyanlarında, kiracı ya da tahsildar olarak tımar sahiplerinin yerini
aldı.
XVII. yüzyıldan itibaren
tımarların iltizama verilemsi ve yeni vergi türlerinin getirilmesi ile ayan ve
eşrafın yönetimdeki gücü arttı.
Ayan ve eşrafların güçlenmesi
ile XVII. ve XVIII. yüzyılda merkezi otoritenin zayıflaması yüzünden devlet, güç
kazanan ayanlarla işbirliği yapmak zorunda kaldı ve ayanların iktidardaki etkisi
arttı.
Ekonomideki Değişmeler
Osmanlı Devleti'nde Kuruluş ve
Yükselme döneminde etkili olan tımar sisteminin XVI. yüzyılda bozulması ile
tarımsal üretim azaldı.
Avrupa'da meydana gelen Sanayi
Devrimi ile üretim arttı ve ürünler ucuzladı. Osmanlı pazarına giren ucuz
mallar, küçük atölyelerin kapanmasına yol açtı.
Kanuni döneminde Fransa'ya
verilen kapitülasyonlar, 1740 yılında daha da genişletildi, bu nedenle iç ve dış
ticaret Avrupalıların eline geçti.
Osmanlı ekonomisinin
bozulmasında, gelir ve gider dengelerinin bozulması, tımar sisteminin önemini
kaybetmesi, miri toprakların mukata'aya çevrilmesi etkili
oldu.
1775'te mukata'aların yıllık
karlarının paylara ayrılarak bu payların satılması demek olan Esham Usülü
uygulanmaya başlandı.
XVIII. yüzyılda tek hazine
uygulaması bırakılarak, İrad-ı Cedit, Tersane, Darphane Hazinesi gibi yeni
hazineler kuruldu.
Kültür Alanındaki Değişmeler
XVIII. yüzyıldan itibaren
Osmanlı kurumları Batı örneklerine göre düzenlenmeye
başlandı.
Değişim, 1718-1730 Lale
Devri'nde iyice arttı.
Lale Devri'nde, Avrupa'ya
gönderilen geçici elçiler sayesinde, Avrupa Uygarlığı hakkında bilgi
toplandı.
Matbaanın kullanılmaya
başlanması ile düşünce hayatında canlılık belirdi.
Edebiyatta, yerli söyleyiş
olgunlaştı, halk anlatımlarına önem verilmeye başlandı.
Eğitim ve Öğretim Alanındaki
Değişmeler
XVI. yüzyılda medreselerde,
pozitif bilimlere ikinci derecede önem verildi.
Din eğitimi ön plana
çıkarıldı.
Mederese ile ilgisi olmayan
kişilere müderrislik ünvanı verilmeye başlandı.
Bu şekilde işbaşına geçen
ulemanın, kendi çocuklarına müderrislik ünvanı vermeye başlaması ile beşik
uleması denilen sınıf ortaya çıktı.
Lale Devri ile matbaa
kullanılmaya başlandı.
1734'te Hendesehane, 1773'te
Mühendishane açıldı.
1773 yılında Mühendishane-i
Bahr-i Hümayun açıldı.
1795'te Mühendishane-i Berr-i
Hümayun'un kuruldu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder